FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL’İN EDEBİ
KİŞİLİĞİ
Şiirlerinde Biçim ve Muhteva:
Faruk Nafiz kuralsız nazım şekilleri
kullandığı gibi halk şiirlerimizin koşma, Türkü ve Mani biçimleriyle de
yazmıştır. Bunları seçmesiyle az çok
Rıza Tevfik’in etkileri olabilir. Fakat Faruk Nafiz , bu eski nazım şekillerine
Rıza Tevfik ilkelerinden daha başka değişik muhtevalar katmıştır. Özellikle
açtığı memleketçi şiirle hecenin en güçlü bir şairi olmuştur. Ne var ki, aruzu
da büsbütün bırakmayan Faruk Nafiz sanatı boyunca, her iki vezni de ustaca
kullanmıştır. Bazı hece şiirlerinde aruzla iç içelikten doğan bir iç musikisi
de yerleştirmiştir. Faruk Nafiz aruzla yazdığı şiirlerinde ise üstat bildiği
Yahya Kemal’in izinden gitmiştir. Aruzu güzel kullanışı bakımından Onuda Fikret
Akif ve Yahya Kemal’le güzelleşen Türk aruzunun son bir üstadı saymak yerinde
olur.
Kafiyelere çok değer veren Faruk
Nafiz, halk şairlerinin geleneğine uyarak rediflere de bazen büyük yer ayırmıştır.
Şairin dili; yalın, özentisiz, her
gün söylenen kelimelerden kurulmuş bir dildir. Kimi şiirlerinde Anadolu
ağızlarında görülen deyimler ve deyişleri de kullanarak İstanbul Türkçe’sine
yenilik katmış bu suretle kendinden sonra Anadolu kelimeleriyle güzel şiirler
yazan şairlere örnek olmuştur. Şiirlerin hepsinde ve hele fazlaca nesirleşen
bazı parçalarında tasvir sıfatları çok yer kaplamıştır.
Faruk Nafiz’in içli, samimi,
gelenekli bir halk Türkçesini kullanmaktaki ustalığı bir çok yazı ve sözleri
gibi Zindan Duvarları’ndaki şu dörtlükte de görülmektedir.
Hangi sözlerle ninem
gönlünü açmışsa bana
Ben o sözlerle gönül
vermedeyim sevgilime
Sözlerim ninni kadar
duygulu olmak yaraşır
Bağlıdır çünkü dilim
gönlüme, gönlüm dilime
İç Ahenk:Parnasçı deneyişlerden geçen ve Yahya Kemal’i çok
benimseyen Faruk Nafiz’in önem verdiği bir şiir ilkesidir. Mısrada iç ve dış
musikisinin güzel örnekleri son şiirleri arasında bilhassa bulunmaktadır.
Mecazlar bakımından Faruk Nafiz
fazla bir yenilik getirmiş değildir. Çoğu şiirlerinde çıplak anlatımı tercih
eden bu şairin hayallerinde sonsuzluk, tasarlayışında fazla bir derinlik olduğu
söylenemez. Bol bol töre mecazları kullanarak zekayı hoşlandıran buluşlarla
yetinmiştir.
Faruk
Nafiz’in mecazlarında görülen başka bir özellik: Timsal ( alegori) lere fazla
yer ayırmıştır. Timsali şiir rağbeti, az çok Tevfik Fikret’ ten ve Ahmet
Haşim’den gelmektedir. At, Çoban Çeşmesi, Melekül-Mevt, Hayat , Mağara ve daha
pek çok şiirleri birer timsal (simge) etrafında örülmüş manzumelerdir.
Faruk Nafiz’de temalar çokluk,
aşk, tabiat, ölüm, hasret, yiğitlik, ihtiras gibi tekçi (ferdi) temalardır.
memleket şiirleri bile bu temalar üstünde kurulmuştur. Öğretici, öğütleyici,
topluma yön vermek için yazılış parçalar veya bir ülküyü, düşünceyi açıkça
telkin eden şiirler onun kitaplarında önemli bir yekûn tutmaz. Yalnız Zindan
Duvarları kitabında ünlü rubai şairini imrendirecek kıraatte hikmetli kitapları
bulunmaktadır.