FARUK NAFIZ ÇAMLIBEL’İN HAYATI (1898-1973)
1898 ‘de İstanbul’da doğdu. Babası, Orman ve Maadin Nezareti
memurlarından, Süleyman Nazif Beydir.
İlk ve orta öğretimini Bakırköy Rüştiyesi ile Hadika-i Meşverette yaptıktan
sonra Tıp Fakültesine girdi ise de, bitirmeden ayrılarak, gazeteciliğe başladı.
Bu sırada şiirlerde yazıyordu. İlk şiiri 1915 de, ilk şiir kitabı “Şarkın Sultanları” da 1918 de çıktı. Şarkın
Sultanları şiirinden bir bölüme yer verelim.
Bütün
eşyaya hazan indi. Sular dermansız.
Şimdi bir
gölgeyi bekler, gezerim ben yalnız...
Solgun arzın
deliyor kalbini matemli bir ok,
Gök bulutlandı...
Boş evler zira yok, ses yok.
Mavi bir sis
çiziyor bahçeler üstünde sabah,
Geziyor gölgeli sahilde hazin bir seyyah.
(Şarkın
sultanları)
Beğenilen ve
çok verimli olan şair, bir yıl sonra, ikinci şiir kitabı olan “Dinle Neyden”
(1919) i yayımladı. Bunu, aynı yıl
“Gönülden Gönüle (1919)” takip etti. 1912 de Kayseri lisesine edebiyat
öğretmeni oldu. Böylece genç şair, İstanbul’dan ayrılıp Anadolu’ya geçmiş ve
Milli Mücadelenin canlı havasına girmiş bulunuyordu. “Han Duvarları” gibi çok
başarılı ve çok sevilmiş manzumeler ve Anadolu köylüsünün ızdıraplarını tiyatro
edebiyatımızda ilk defa dile getiren ve kuvvetli bir realizm-lirizm
kompozisyonu taşıyan “Canavar” (1924-1926 1944-1965), bu yılların
mahsulleridir. 1924 de, Kayseri’den
Ankara İlk Öğretim Okulu edebiyat öğretmenliğine geçti. 1932 ye kadar
kaldığı Ankara’da, yeni kurulmakta olan Türkiye’nin büyük dinamizmi içinde
yaşadı. 1926 da “Çoban çeşmesi”, 1928 de de “Suda Halkalar” adlı şiir
kitaplarını neşretti.
ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden
derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan
uzağa çoban çeşmesi,
Ey
suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne
söyler şu dağa Çoban Çeşmesi?
Gönlünü
Şirin’in aşkı sarınca
Yol
almış hayatın ufuklarında
O
hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış
ağlamaya Çoban çeşmesi...
...
Vefasız
Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem’in
sazına cevap veren bu,
Kuruyan
gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı
toprağa Çoban çeşmesi
...
Ne
şair yaş döker, ne aşıklar ağlar,
Tarihe
karıştı eski sevdalar:
Beyhude
seslenir beyhude çağlar
Bir
sola, bir sağa Çoban çesmesi!...
1932’de
öğretmenliğini Ankara’dan İstanbul’a naklederek Vefa ve Kabataş liseleri ile
Amerikan Kolejinde bulundu. Aynı yıl “Akın ve Öz yurt” piyeslerini; 1933 de de
Cumhuriyetin onuncu yıl dönümü marşını yazdı. Aynı yıl “Bir Ömür Böyle Geçti”
isimli seçme şiirlerini yayınladı. 1933 de, Atatürk’ü canlandıran
“kahraman”piyesini meydana getirdi. 1934 de basılmış şiirlerden yaptığı seçmeyi
“Elimle Seçtiklerim” ismi ile yayınladı. 1936 da tek roman olan “Yıldız
Yağmuru”nu yazdı. 1937 de “akarsu, 1938 de “Akıncı Türkleri” şiir kitabı takip
etti. 1938 “Tatlı Sert”, 1945 “Yayla Kartalı”nı neşretti. 1946 da İstanbul
millet vekili seçildi. 1959 da “Heyecan ve Sükun” u yayınladı. 1960 daki
hükümet darbesine kadar millet vekilliği yaptı ve yassı adaya sürüldü. Bir
buçuk yıl sonra suçsuzluğu anlaşılarak serbest bırakıldı. 1967 de “Zindan
Duvarları” nı, 1969 da “Han Duvarları”nı bastırmıştır.
Bilmiyor
gülmeyi sakinlerin binde biri;
Bir
vatan derdi birikmiş bir avuçluk karada
Kuşu
hicran getirir, dalgası hüsran götürür;
Mavi
bir gölde elem katrasıdır Yassıada
(Zindan
Duvarları)
Faruk Nafiz
Çamlıbel birinci dünya savaşı yıllarında Milli Edebiyat Hareketinin İçinde yer
almıştır. Faruk Nafiz, son çıktığı bir yurt gezisinde, 8 Kasım 1973’de vapurda
ölmüştür.